DOĞRU STATÜ EĞİTİM KURUMLARI
ÜNİVERSİTE YOLUNDA GENÇLERİMİZ
17 Aralık 2018
Üniversiteye geçişte sınavın yeni adı artık YKS (Yüksek Öğretim Kurumları Sınavı). O kadar çok isim ve sistem değişti ki işin uzmanları dışında yeni sistemi kimse takip edemez oldu. Her ne kadar adı değişse de değişmeyen bir şey var: öğrencilere ve ailelerine olan etkisi.
YKS’nin en büyük engeli ise öğrencilerin tüm eğitim hayatlarının, 12 yıldan bahsediyoruz, gelip yüz otuz beş dakikalık bir sınava dayatılması ve yüz binlerce üniversite adayının bu sınavda kendi geleceğini belirlemeye çalışmasıdır.
Üniversiteye geçişte uygulanan sistemin en büyük sıkıntısı da burada ortaya çıkıyor. Tek günlük ve zamana dayalı oturumlarda öğrencilerimiz, başarılı olamama endişesini yaşıyor. Bu da aşırı sınav kaygısına, strese yol açarak adayları geriyor ve adayın gerçek başarısını ortaya koymasını engelliyor.
Sınav Sürecini İyi Yönetmek Neden Önemli?
Sınav sürecini iyi yönetmek burada çok önemli bir hal alıyor. Sınavın yarattığı bu stres ve kaygı hiç beklenmedik sonuçlar da doğurabiliyor. 2017 YGS (Yüksek Öğretime Geçiş Sınavı)’de sınava birkaç dakikayla geç kalan bir öğrencimizin sınava alınmaması ve ardından adayın intihar etmesi, herkesi çok sarstı. Bu insani dram, bizleri "Ne yapıyoruz, sorun nerede?" diye düşündürmeli.
Öncelikle dış etkenlere bakabiliriz. Devamlı değişen bir sınav sistemine sahibiz. 2018 YKS’de yaklaşık on iki kez sınav sürecindeyken değişiklikler yapıldı. Bu değişimler çok ciddi kırılmalara, motivasyon kayıplarına neden oldu. Adayları son derece olumsuz etkiledi. Hatta sınav tarihine çok az kala sınavın uygulama günü değişti.
Süreci çok yakından takip eden ve her gün öğrencilerle birlikte olan bizler için bu gözlemleri yapmak çok acı olsa da hiç şaşırtıcı değildi. Sınav sisteminin bu sıklıkla değişmesi, ardından yapılan seri hatalar malesef öğrencilerimizde ve ailelerinde psikoloji bırakmadı. Son olarak da sınav günü öğrenciler daha büyük bir sürprizle karşılaştı. Pazar günü yapılan ikinci oturumda AYT matematik sınavında soruların tarzı değişmişti. Ve bu bir travmaya yol açtı. Zaten matematikle sorun yaşayan çoğu öğrencimiz için tam bir hayal kırıklığı oldu.
Yaşanan tüm gelişmeler bize şunu gösteriyor ki sınav sistemi net olmalı. Müfredat, sınırlar, katsayılar, okul katkısı, bölüm barajları gibi etkenler üzerinde ani değişiklikler yapılmamalı.
Her genç aday, nasıl bir sınava hazırlandığını tüm detayları ile bilmeli ve ona göre plan yapıp ders çalışabilmelidir.
Eğitim ve öğretimde esas olan devamlılık ve verimdir. Ancak sınav sonuçlarına bakıldığında branş ortalamaları çok düşük ve barajı geçemeyen yaklaşık bir milyon gencimiz var.
Öğrencilerimize kaliteli bir eğitim veremediğimiz gibi bir de başarısız bir sınav sistemiyle ölçmeye kalkarak sorunu bir kat daha büyütüyoruz.
Öğrencilerimize kaliteli bir eğitim veremediğimiz gibi bir de başarısız bir sınav sistemiyle ölçmeye kalkarak sorunu bir kat daha büyütüyoruz.
Geleceğimizin teminatı olan gençleri daha sağlıklı, daha adaletli ve ölçücü bir sistemle üniversiteye hazırlayabilir, taşıyabiliriz.
Onlara hiç de hak etmedikleri bir sonucu yaşatmaya ve onların psikolojisini bozmaya hiçbirimizin hakkı yok.