DOĞRU STATÜ EĞİTİM KURUMLARI
ANAOKULU
Eğlenerek, Gelişerek, Öğrenerek Büyümek!
Anaokulu eğitim ve kurum ilişkisinin ilk kurulduğu yer olması sebebiyle her çocuğun hayatında önemli bir yer tutar. Biz bütün müfredatımızı eğitim hayatına iyi bir başlangıç ve öğrenimi sevdirmek üzerine kuruyoruz.
EĞLENEREK ÖĞRENMEYİ
SEVİYORUZ!
ANAOKULU
"Çocuklar kendi deneyimleriyle ve kendi hızlarında öğrenebilirler." bakış açısıyla Montessori eğitiminin uygulayıcısı anaokulumuz; çocukların deneyerek, yanılarak, yeniden yaparak, doğrudan katılımcısı olduğu bir eğitim müfredatını uygulamaktadır.
Çocuğun gelişimiyle paralel doğal ilgi alanlarının, kendi içinde özel hedefleri olan etkinliklerle birleştirip, zengin materyallerle destekleyerek, çok yönlü bir gelişim göstermenin, yaşayarak ve eğlenerek öğrenmenin önünü açıyoruz. İyi bir eğitim hayatı başlangıcı için çocuk & öğrenim ilişkisinin güçlü bağlarla kurulduğu bir eğitim ortamı sunuyoruz.
DOĞRU STATÜ
ANAOKULU
EĞİTİM HAYATINA MUTLU BAŞLANGIÇ!
DOĞRU STATÜ EĞİTİM KURUMLARI ANAOKULU
BAŞROL OLARAK ÇOCUK
MONTESSORI METODU
Dr. Maria Montessori tarafından oluşturulan Montessori eğitim metodu çocukların öğrenme ilgileri doğrultusunda gelişiminin desteklenmesini, çocuklara özgürlük sunarak kendisini keşfetmesini, öz denetimini geliştirmesini ve bağımsızlaşmasını sağlayan temel bir okul öncesi eğitim modelidir. Montessori yaklaşımı sadece bir "yöntem” değil, sistemli, aşamalı, objektif, gözleme ve kendini gerçekleştirmeye dayalı "yaşam için bir hazırlık” felsefesi olarak değerlendirilmektedir. Montessori Metodunun başlangıç noktası insana ilişkin doğal davranışlardır. Bu biçimde oluşturulan Montessori Metodunun en önemli hedeflerinden biri kişiliğin geliştirilmesidir. Ne var ki bireyin kişiliğinin gelişmesi ona ilişkin diğer hedeflere de ulaşıldığını gösterir. Montessori’ye göre, kişilik insanın en önemli değerlerinden biridir. O, bu nedenle eğitim sürecinde kişiliğin bir bütün olarak gelişmesinin öğrenimden daha önemli olduğunu düşünür.
Yetişkine doğal hatta monoton gelen pratik hayata ilişkin işlerin çocuk için özel bir değeri vardır. Bunlar, her şeyden önce çocuğa heyecan verir. Çünkü çocuk, bu davranışlar sayesinde yetişkinleri model alma olanağı sağlar. Bu da erken çocukluk yaşlarında görülen en güçlü dürtülerden biridir. Montessori Okulu’nun bu alanı çocukların koordinasyonunu mükemmelleştirecek aktivitelerle iç içedir. Bu ortamda çalışan çocukların konsantrasyon süreleri giderek artmaktadır. Ayrıca çocuklar, çalışmalardaki kurallı sıralamayı takip ettikçe detaylara dikkat etmeyi öğrenirler. Böylelikle onlar, bir başka çalışmaya başlamadan önce ellerindekileri bitirip yerine koyarak doğru çalışma alışkanlıkları kazanırlar. Montessori Metodu’na göre düzenlenen eğitim ortamında çocuk yaparak ve yaşayarak öğrenir. Onun asıl öğretmeni ortamdır. Montessori Metodunun çocuğu merkeze alması, öğretmenin rolünü de kökten değiştirmiştir. Çünkü çocuk bilgiyi öğretmenden değil deneyimleri yoluyla ortamdan alır.
Montessori materyalleri bu eğitim metodu için büyük önem taşır. Materyallerin en önemli özelliği, çocuklara yanlışlarını tek başına bulma ve öz düzenleme imkanı sunmasıdır. Bu metotta öğretmen, çocuğa yanlışlarını söylemez. Eğer çocuk yanlışını materyaller aracılığı ile fark edemiyorsa bu onun yeterince gelişmediğini göstermektedir. Fakat çocuk, zamanı geldiğinde yanlışını görerek düzeltebilecektir. Seçim yapma, süre belirleme, materyali kullandıktan sonra toplama ve yerleştirme çocuğa aittir. Çocuğa saygı esastır. Kendi seçimlerini gerçekleştirmeleri için fırsat verildiğinde içindeki potansiyeli keşfeder ve ortaya çıkarır.